Törende açıklamalarda bulunan Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan, “Dede Korkut’u konuşuyoruz, Dede Korkut’u yâd ediyoruz. Dede Korkut destanlarını bu hafta vesilesi ile daha yakından tanıyor, okuyor ve gençlerimize, çocuklarımıza anlatıyoruz. Bu hafta vesilesi ile dün gerçekleştirdiğimiz sempozyum çerçevesinde aramızda bulunan Vali Muhammed hocamızın Dresden ve Vatikan’dan sonra üçüncü orijinal nüshasını bulmasını da basın mensuplarımızla ve kamu oyu ile hep birlikte paylaşıyoruz. Biz kendilerine Bayburt olarak teşekkür ediyoruz. Çünkü Türkiye’de Dede Korkut deyince Bayburt akla geliyor” dedi.
Türk edebiyatının önemli bir yerini kapsayacak
Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci ise yaptığı konuşmada “Dede Korkut Hikâyelerinin 3. Hikâyesi İran’dan gelen çok değerli hocamız tarafından ifade edildi. Biz bundan mutluluk duyduk. Özellikle bu çalışmadan dolayı bir kez daha ortaya çıkan bu kaynak Türk Edebiyatı’nın önemli bir yerini kapsayacak. Bu vesile ile hepinizin huzurunda hocamıza teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bundan sonraki yıllarda bu çalışmayı hepimizin faydalanacağı bir şekle dönüşeceği düşüncesiyle kendisine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
3. nüshanın bulunma hikâyesi
İranlı Akademisyen Vali Mohammad Khojeh de Bayburt’ta Dede Korkut’un unutulmamasından ve böyle güzel bir etkinliğin yapılmasından dolayı Vali Pehlivan ve Belediye Başkanı Pekmezci’ye teşekkür etti.
Bayburt Dede Korkut 25. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenlerine davetli olarak katılan el yazması kitap koleksiyoncusu Türkmen Vali Mohammad Khojeh, Dede Korkut’un üncü nüshasını bulma serüvenini anlattı.
Babasının tavsiyesi üzerine Türk Edebiyatı’na ait el yazması kitapları toplamaya başladığını ve birbirinden kıymetli 132 adet el yazması kitabın kütüphanesinde yer aldığını belirten Khojeh, yine el yazması kitap almak için yolculuk yaparken Dede Korkut’un 3. nüshasının tesadüfen eline geçtiğini söyledi.
İki dolara satın aldım
El yazması kitap almak için 500 kilometre uzaklıktaki bir arkadaşının yanına gittiğini söyleyen Khojeh, “Türk Edebiyatına ait kütüphane oluşturmaya başladığımda arkadaşlarıma nerede Türk edebiyatına ait eserleri görseniz bana haber verin dedim. Bunun üzerine bulunduğum şehre 500 kilometre uzaklıkta bir mesafedeki bir arkadaşım elinde çok önemli yazma eser olduğunu bildirmesi üzerine onun bulunduğu şehre doğru hareket ettim. Orada arkadaşımdan belirttiği kitabı ve bununla beraber birçok kitabı aldım dönüyordum. Acıkmıştım yemek yedim su içmek istemiştim otobüse giderken susamıştım su almaya gittim bu esnada yanıma biri geldi. Bana elinde bir kitap olduğunu ve bunu satmak istediğini söyledi. Ona sadece yazma kitaplarla ilgilendiğimi söyledim. Bana yazma bir kitap olduğunu ve 10 dolara satacağını söyledi. Pazarlık yaptım Dede Korkut Kitabının 3. nüshasını iki dolara satın aldım” dedi.
Altın değerinde eser
İlk başlarda kitabın değerini bilmediklerini söyleyen Khojeh, şöyle devam etti:
"Döndüğümde yazma eserleri inceleyen arkadaşım vardı ona götürdüm. O bana Dede Korkut ile alay eden bir kitap olduğunu söyledi. Aradan sekiz ay geçmişti Türkiye'de tarih alanında öğrenim görmüş bir arkadaşıma götürdüm üç gün sonra bana döndü ve bu kitabın çok kıymetli bir eser olduğunu söyledi. Daha sonra sahaf bir hoca tanıdığımı söyledim, gece yarısıydı gittik oraya sahaf hocam bana bunun yazma eser mi yoksa kopyası mı olduğunu sordu, orijinal olduğunu söyleyince bana bunun altın değerinde bir eser olduğunu ve bu sayede tüm dünyaca tanınacağımı söyledi. Akabinde Ankara’da Tebriz’de kitap üzerine çalışmalar yaptık. Şimdi de Bayburt’a Erzurum’a davet edildim. Burada bana çok hürmet gösterildi, muazzam bir duygu, hayran kaldım herkese çok teşekkür ediyorum”